Multivitamin

21.yüzyılı sözcük tasarrufuyla tanımlamak gerekse; “değişim” ve “hız” doğru kelimelerdir. Çağımız insanların öncelikli hedefi değişime uyum sağlanmasıdır. Uyum sürecinde, yeni bilgi, beceriler yanında üretkenlik devreye girer. Doğal olarak enerji ihtiyacı artar. Bu noktada çoklu vitamin grupları imdada yetişir. İhtiyaca yönelik, bilinçli kullanım sayesinde enerji ve zindelik enjekte ederler. 

Multivitamin Nedir, Ne İşe Yarar?

Gıda takviyeleri arasında en sık tercih edilen multivitaminlerdir. Mikrobesin olarak adlandırılan vitamin ve mineraller içerirler. Bileşimlerindeki çinko ve selenyum bağışıklığı güçlendirirken aminoasit ve yağ asidi ilaveleri enerji desteği sunar. Zengin içerikleri sayesinde yaş gruplarına özel ihtiyaçları karşılarlar. Ürünler, bu yönleriyle yorgunluk, bitkinlik gibi sorunlara çözüm üretir. Multivitaminlerin sağladığı faydalar şunlardır; 

  • Ginseng benzeri katkılar stres üzerine azaltıcı etki eder.
  • Q10 gibi anti aging etkiye sahip mineraller içeren ürünler aynı zamanda anti oksidan özelliktedir.
  • Metabolizma faaliyetlerini ve kalp sağlığını destekler.
  • Omega-3 içeren multivitaminler yaşlıların zihinsel işlevlerini kuvvetlendirir. 
  • Çinko ve magnezyum gibi mineraller, yaşlılık kaynaklı eklem ağrılarında hatırı sayılır konfor sunar.

Multivitamin Hangi Durumlarda Kullanılır?

Multivitaminleri ve diğer gıda takviyelerini konu alan çok sayıda bilimsel araştırmaya rastlarız. İlgili çalışmalarda çoklu vitamin gruplarının, insan vücuduna pek çok farklı noktalarda destek sağladığı yönünde bulgular vardır. Öte yandan vitamin kullanımı doğal beslenme yerine geçmez. Sağlıklı ve dengeli beslenmenin yetersiz kaldığı:

  • Vücut direncinin düştüğü travma ve kazalar,
  • Enfeksiyonlar,
  • Büyüme ve üreme dönemleri,
  • Vegan ve vejetaryen beslenmeden kaynaklı vitamin ve mineral eksiklikleri,
  • Fiziksel ve zihinsel olarak yüksek tempolu aktivite dönemleri,
  • Kan tetkiklerinde vitamin ve mineral değerlerinin eksik çıkması,

İlaveten, hamilelik, emzirme dönemi ve ilaç kullanılan dönemlerde hekim kontrolünde kullanılmaları uygun olur. Patentli olmaları sorgulanmalıdır.

Multivitaminler Nasıl Kullanılır?

Multivitaminler, tedavinin ana öğesi değildir. Hastalık vb. durumlarda bağışıklığın desteklenmesi ve dinçlik vermesi amacıyla kullanılırlar. Sağlık hedefli tüm ürünlerde olduğu gibi düzenli alınmaları zorunludur. Şurup, kapsül, tablet, efervesan gibi farklı formlarda üretilmeleri her yaşta kullanım kolaylığı sunar. Öncesinde ürünün prospektüsü dikkatli okunmalıdır. Tavsiye edilen doza riayet edilmesi gerekir. 

Multivitamin seçiminde tercih güvenilir firmalardan yana olmalıdır. Çocuklar için üretilen ürünlerin ambalajları farklı özen gerektirir. Çizgi film karakterleri ve ilgi çekici görseller yanında ürünün tadı ve kokusu kullanımı keyifli hale getirir.

Siz de destek ürün arayışında iseniz İYİBİZE’nin “vitaminler” kategorisinde yer alan geniş ürün yelpazesini incelemelisiniz. Eksikliğini hissettiğiniz mineral ve vitaminleri içeren ürünleri sipariş edip kullanarak kendinizi daha zinde ve sağlıklı hissedebilirsiniz.

Vitamin destek ürünleri  ilaç değildir. Hastalıkların tedavisi amacıyla ilaç yerine kullanılmaz. Gıda takviyesi olarak normal beslenmeyi güçlü bir şekilde destekler.

Multivitaminler ürünlerini görmek için tıklayınız.

K Vitamini

Hayatın sigortası yoktur. Yaşamın içinde birçok kez kaza ve yaralanmalara maruz kalırız. Kanama riskiyle karşı karşıya geliriz. Bu noktada pıhtılaşma faktörleri devreye girer. Doku ve organ bozulmalarından ve hayati tehlikeden bizi korur. Pıhtılaşmanın oluşması için K vitaminine ihtiyaç vardır.

K Vitamini Nedir ve İşe Yarar?

Yağda çözülebilen vitaminlerdendir. Vücutta depolanırlar. K1 ve K2 olmak üzere iki türü bulunur. K1 bitkisel besinlerden alınır, K2 ise bağırsaklardaki bakteriler tarafından üretilir. Yeni doğmuş bebeklerde eksikliği daha sık görülür. İçeriğinde K vitamini olan ürünler ilaç yerine geçmez. Takviye gıda olarak kullanılır. D vitamine ile kombinasyonlandıklarında etkileri artar. 

K vitamini faydalarını şu şekilde sıralayabiliriz; 

  • Kandaki kalsiyumun kemiklere taşınması sürecinde D vitaminini destekler.
  • Kanama durumunda pıhtılaşma faktöründe rol oynar.
  • Kalp hastalıkları riskini azaltır.
  • Yara iyileşmesini hızlandırır.
  • Kemik sağlığı ve kırıkların iyileşme sürecine olumlu etki eder.

K Vitamini Hangi Besinlerde Bulunur?

K1 vitamini; Bitkisel gıdalarda bulunur. K Vitamininin bulunduğu besinler şunlardır; 

  • Fındık, fıstık, kaju gibi yağlı ve kuruyemişler.
  • Bakliyat ürünleri
  • Taze fasulye, bezelye, Meksika fasulyesi, kuşkonmaz, brokoli, karnabahar, karalahana, hindiba, maydanoz ve karahindiba gibi sebzeler.

K2 vitamini;  süt, süt ürünleri, yumurta ve bazı fermente gıdalarda bulunur. Bağırsakta bulunan bakteriler tarafından üretilebilir. Uzun süreli antibiyotik kullanımında bu mekanizma bozulabilir.

Her iki türdeki vitamin ihtiyaç fazlası alındığında idrar ve dışkıyla atılabilir. Bu nedenle toksik belirti oluşmaz. 

K Vitamini Eksikliğinde Belirtiler Nelerdir?

K vitamini eksikliği sindirim bozukluğu durumunda ortaya çıkar. En önemli ve hayati etkiye sahip belirti, pıhtılaşma eksikliğinden kaynaklanan aşırı ve durdurulamayan kanamadır. Nitekim eksiklik bu şekilde tespit edilir. Diğer belirtiler şunlardır:

  • Deride tırnakların alt kısmında oluşan kan pıhtıları,
  • Deri yüzeyinde çürüme ve kanamalar,
  • Koyu renk dışkı ve dışkıda kan görülmesi,

Bu belirtiler ileriki yaş dönemlerinde ortaya çıkar. Bebeklerde ise göbek kordonu civarında kanamalar oluşur. Bebeğin yüzünde, sindirim sisteminde ve vücudun farklı yerlerinde aynı izlere rastlanır. Eksiklik nedeni sorgulandığında K vitaminin plesantaya geçmediği ve anne sütünde çok az bulunduğu sonucuna ulaşılır.

Vitamin K eksikliğinde kesin tanı, özel kan tetkikleriyle, konulur. Sonrasında güvenilir takviye ürün arayışına girenlere İYİBİZE’nin geniş ürün yelpazesini inceleyebilirsiniz. “Vitaminler” başlığında yer alan K vitamini içeren ürünleri hemen sipariş vererek güvenle kullanabilirsiniz. Damla, eferbasan ve sprey formlarıyla her yaş grubu için ideal kullanım sunan ürünler katkı maddesi, koruyucu, yapay aroma ve şeker içermez.

Vitamin destek ürünleri  ilaç değildir. Hastalıkların tedavisi amacıyla ilaç yerine kullanılmaz. Gıda takviyesi olarak normal beslenmeyi güçlü bir şekilde destekler.

K vitamini ürünleri görmek için tıklayınız.

E Vitamini

“E vitamini katkılı” şeklinde lanse edilen cilt sağlığı ve bakım ürünlerine eminim siz de rastlamışsınızdır. Bu ibareyi, yüz, el, vücut ve dudak bakım ürünlerinin etiketlerinde sıkça görürüz. Makyaj ürünlerinde de kullanılır. Bir anlamada gençlik ve güzelliği sembolize eder.

E Vitamini Nedir, Faydaları Nelerdir?

E vitamini yağda çözülen vitaminler grubunda yer alır. Sekiz farklı tipte formu vardır.  Önemli bir antioksidandır.  Besin ve çevresel etmenlerle vücudumuza giren serbest radikallerin etkilerini tamponlar. Hücre zarını zararlı reaktif oksijen tiplerinden korur. Göz sağlığı ve dolaşım açısından önemlidir. Alzheimer hastalığında koruyucu rol üstlendiğine dair çalışmalar mevcuttur.

Cilt sağlığı üzerine etkileri de oldukça fazladır. Kirlilik ve çevresel stres etkilerinden korur. Cilt bariyerini güçlendirir. Yaşlanma faktörleriyle mücadele eder. E Vitamininin sağladığı diğer faydalarını şu şekilde sıralayabiliriz; 

  • Özellikle güneş hasarı sonrasında cildi yatıştırır.
  • Cilt tonunu açar ve aydınlanma sağlar.
  • Kırışıklıkları ve çatlakları azaltır, cilt esnekliğini destekler.
  • Cildin nemini korur. 
  • Yara ve yanık izlerinin hafiflemesini sağlar.
  • Siyah nokta oluşumunu önler.

Yeterli miktarda alınan vitamin E alanların cildi doğal ve sağlıklı bir ışıltıya kavuşturur.

E Vitamini Kaynakları Nelerdir?

E vitamini içeren besinler günlük beslenmemizde yeterli miktarda yer alır. Özellikle yağlar sofralarımızın vazgeçilmezidir. Genel olarak vitamin E içeren besinleri şu şekilde sıralayabiliriz: 

  • Zeytin, ayçiçeği, kanola ve soya yağı 
  • Kabak, ıspanak, kuşkonmaz
  • Ayçiçeği çekirdeği
  • Zeytin
  • Yaban mersini
  • Badem
  • Fındık, fıstık ezmesi
  • Domates
  • Yeşil yapraklı sebzeler
  • Avokado
  • Et, süt

E Vitamini Eksikliği Nelere Yol Açar?

E vitamini eksikliğine nadiren rastlanır. Sebebi eksik alımdan ziyade sindirim sorunlarıdır. Vitamin E eksikliği, daha çok sinir sistemi üzerine etki eder. Vücutta, “nöropati” denilen sinir hasarıyla oluşan ağrılar ortaya çıkabilir.

Fazla alınması durumunda bulantı, ishal ve kramplar ve bulanık görme gibi problemler oluşabilir. 

Kemoterapi tedavisi alanlar ve kan sulandırıcı ilaç kullananların hekim kontrolünde vitamin kullanması önemlidir. Bu noktada sorun alınan takviye vitaminin zararı değildir. Tedavide kullanılan ilaçların etkisini azaltma riskidir.

Siz de E vitamini takviyesine ihtiyaç duyarsanız İYİBİZE’nin geniş ürün yelpazesini inceleyebilirsiniz. Seçeceğiniz ürünleri hemen sipariş vererek güvenle kullanabilirsiniz. Kendinizi daha sağlıklı ve daha güzel hissedeceğinizi göreceksiniz.

Vitamin destek ürünleri  ilaç değildir. Hastalıkların tedavisi amacıyla ilaç yerine kullanılmaz. Gıda takviyesi olarak normal beslenmeyi güçlü bir şekilde destekler.

E vitamini ürünleri görmek için tıklayınız.

D Vitamini

Değişen yaşam koşulları bizi ofis ortamlarına çekerken güneşten uzaklaştırdı. Dikey şehirleşme ise açık hava aktivitelerimize setler ördü. Oysaki vitamin D sentezi için güneş ışığına ihtiyaç duyulur. Eksikliği ciddi sağlık problemlerine yol açan vitamin, her yaş grubu için elzemdir.

D Vitamini Nedir, Eksikliğinde Ne Olur?

Diş ve kemik sağlığı denilince aklımıza ilk gelen D vitaminidir. Yağda çözülen bir vitamin çeşididir. Karaciğerde ve yağ dokuda depolanır. Güneş ve besinlerden alınan vitamin karaciğer ve böbrekte değişime uğrar. Özellikle anne çocuk sağlığı açısından önemli bir vitamindir.

D vitamini eksikliği, diyabet, hipertansiyon, depresyon ve kalp hastalıklarına zemin oluşturur. Bağışıklık sistemi zayıflar. Yanı sıra yetişkinlerde diş çürümesi, kemik kırıkları ve osteomalazi oluşur. Çocuklarda ise, diş hasarları, kemik bozuklukları ve raşitizm görülür.

Kimlerde D Vitamini Eksikliği Riski Fazladır?

D vitamini eksikliği; beslenme hataları, metabolizma bozukluğu, genetik hastalıklar ve güneş ışınından yeteri kadar faydalanamama nedeniyle oluşur. Vücudu güneş görmeyecek şekilde  giyim tarzı benimseyenler ve sürekli yüksek faktörlü güneş koruyucu kullananlar daha dikkatli olmalıdır.

Bazı kişiler dezavantajlı grupta yer alır:

  • Koyu ten rengine sahip olanlar,
  • Yaşlılar,
  • Bebekler,
  • Yağ emilimi bozukluğu olanlar,
  • Böbrek ve karaciğer hastaları,
  • Bağırsak bozuklukları yaşayanlar,
  • Mide ameliyatı geçirenler,
  • Epilepsi ilacı kullananlar,
  • Kortizon kullananlar,
  • Çölyak hastaları.

D Vitamini İçeren Besinler Nelerdir?

Vücudumuz için gerekli D vitamininin % 95’i güneş ışınlarından karşılanır. % 5’lik dilimdeki yiyecekler şunlardır:

  • Ton balığı, uskumru, somon, sardalya gibi yağlı balıklar
  • Süt ve süt ürünleri
  • Tavuk ciğeri
  • Yumurta
  • Tahıl ürünleri
  • Mantar
  • Doğal meyve suları
  • Maydanoz, ısırgan otu

D Vitamini Eksikliğinde Hangi Belirtiler Görülür?

D vitamini eksikliği kan testi ile tespit edilir. Aşağıdaki belirtiler görüldüğünde hekime başvurmak faydalı olur.

  • Yorgunluk
  • Genel vücut ağrısı
  • Denge sorunu
  • Kemik ağrıları
  • Kuvvet kaybı
  • Baş ağrısı
  • Saçlarda dökülme
  • Depresyona yatkınlık
  • Eklem ağrısı
  • Gözaltında morluk
  • Üşüme
  • Aşırı terleme
  • Obeziteye yatkınlık
  • Uyku bozuklukları
  • Büyüme geriliği

Multipl Skleroz (MS),crohn ve ülseratif kolit gibi hastalıklarda vitamin D düzeyinin düşük olduğu görülür. Bu durumda enjeksiyon tedavisi ve takviye edici ürünlere başvurulur. Damla, sprey, softjel ve çiğneme tableti formlarındaki ürünler kullanım kolaylığı sunar. Öte yandan gereğinden fazla alımı, böbrek taşı oluşumu ve hipertansiyon gibi sorunlara yol açar. Bu nedenle kullanım dozu hekim tarafından belirlenmelidir.

Siz de vitamin D eksikliğinizi gidermek ve yaşam kalitenizi arttırmak için İYİBİZE’nin “vitaminler” başlığı altında yer alan ürünleri inceleyip sipariş verebilirsiniz. İlave şeker, tatlandırıcı, yapay aroma, glüten ve maya içermeyen güvenli ürünler sağlık aşılar.

Vitamin destek ürünleri  ilaç değildir. Hastalıkların tedavisi amacıyla ilaç yerine kullanılmaz. Gıda takviyesi olarak normal beslenmeyi güçlü bir şekilde destekler.

D vitamini ürünleri görmek için tıklayınız.

C Vitamini

Vitaminler arasında en çok tanınırlığa sahip olan C vitaminidir. Bağışıklık sistemi denilince de aklımıza aynı vitamin gelir. Doğal vitamin C içerikli takviye gıda formları düzenli kullanımla vücut fonksiyonlarını destekler. Depolanmadığı için günlük yeterli dozda alınması önemlidir.

C Vitamini Nedir?

C vitamini, suda çözülen vitaminler arasındadır. Isıya dayanıksız olan vitamin enzimatik tepkimelerde yer alır. İçeriğindeki serbest radikaller sayesinde sağlıklı yaşlanmayı destekler. Bitkisel kökenli demirin biyoyararlığını arttırır. Bu nedenle tahıl ve baklagil içeren menülere portakal suyu gibi içecekler ve vitamin C açısından zengin salata eklenmesi akıllıca olur.

C Vitamininin Faydaları Nelerdir?

C vitamini, hücrelerimize zarar verebilecek molekülleri nötralize eder. Aynı zamanda:

  • Güçlü bir antioksidandır.
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir.
  • Katarakta karşı koruma sağlar.
  • Kolajen üretimini ve yaraların iyileşmesini destekler.
  • Mide, meme, ağız gibi kanser türlerinde riski azaltır. 
  • Diş eti sağlığını destekler.
  • Osteoartritli kişilerde kıkırdak kaybını azaltmada etkilidir.
  • Kimyasallara maruz kalınması sonucu oluşan stresi azaltır.
  • Akne, sedef gibi hastalık belirtilerini hafifletir.
  • Kan basıncını düşürür.
  • Vücuttaki histamini azaltarak alerji belirtilerini hafifletir.
  • Cilt ve saç sağlığını destekler.
  • Yara iyileşmesini hızlandırır.

C Vitamini Eksikliğinde Ne Görülür?

C vitamini eksik alındığında bağışıklık sistemi zayıflar. Bu vitaminin eksikliğinde görülebilecek sorunları şu şekilde sıralayabiliriz;

  • Diş etlerinde kanama ve diş eti enfeksiyonları, 
  • Saç dökülmesi ve saçta kuruluk,
  • Anemi,
  • Gözde kuruluk,
  • Yara iyileşmesinde gecikme,
  • Kemik kırılganlığında artış,
  • Eklemlerde ağrı ve şişkinlik,

görülür. Eksiklik, uzun süre tedavi edilmediğinde “Skorbüt” hastalığı oluşur.

C Vitamini Hangi Besinlerde Bulunur?

Ağırlıklı olarak meyve ve sebzelerde bulunur. Zengin C vitamini içeren besinleri şu şekilde listelemek mümkündür:

  • Portakal, greyfurt, limon, 
  • Kivi, ananas, kavun, çilek, kuşburnu, böğürtlen,
  • Dolmalık, yeşil ve kırmızı biber; kuşkonmaz, ıspanak, 
  • Brüksel lahanası, lahana, kırmızı lahana, karnabahar, maydanoz ve domates suyu

C vitamini ihtiyacımızı günlük yaşam tarzımız belirler. Sigara kullanımı, hamilelik, emzirme gibi faktörler ihtiyacı artırır. Takviye gıda şeklindeki ürünlerin serin ve kuru yerde muhafaza edilmesi gerekir. Çocukların ulaşamaması için gerekli tedbirlerin alınması ihmal edilmemelidir.

Vitamin C desteğine ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız İYİBİZE’nin geniş ürün yelpazesinden hemen sipariş vererek kullanabilirsiniz. Kuşburnu tozu, turunçgil kompleksi ve kara mürver ekstresi gibi doğal içeriklere sahip güvenli ürünler sayesinde kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz. Portakal aroması gibi şekersiz tatlandırıcıların kullanıldığı farklı formlardaki ürünleri çocuklarınız da severek kullanır.

Vitamin destek ürünleri  ilaç değildir. Hastalıkların tedavisi amacıyla ilaç yerine kullanılmaz. Gıda takviyesi olarak normal beslenmeyi güçlü bir şekilde destekler.

C vitamini ürünleri görmek için tıklayınız.

B Vitamini

Gün içinde tükettiğimiz besinler yaşamsal ihtiyaçlarımızı karşılar. Yediklerimiz, kan yoluyla hücrelere aktarılır. Sonrasında vitamin ve mineraller sayesinde hücre mitokondrisinde enerji üretilir. Zihinsel ve fiziksel fonksiyonlarımızı devam ettirebiliriz. Bu döngüde B vitaminleri önemli role sahiptir. 

B Vitamini Faydaları Nelerdir?

B Grubu vitaminlerin; anemi, çölyak, chron gibi rahatsızlıklarda, vegan ve vejateryen beslenme, ilaç kullanımı durumunda takviyeleri gerekir.

Faydalarını listelemek gerekirse:

  • Enerjiyi yükseltir.
  • Doğurganlığı destekler.
  • Sigara ve alkolün zararlarını tamponlar.
  • Yaşlanmayı geciktirir.
  • Tırnak kırılması, saç dökülmesi ve ishali önler.
  • Zihinsel faaliyetleri güçlendirir.
  • Alyuvar üretimini destekler.

B Grubu Vitaminler Nelerdir?

Bu gruptaki vitaminlerin hepsi enerji metabolizmasında rol oynar. Dilerseniz farklı etkilere sahip B vitaminini birlikte tanıyalım.

Tiamin (B1): Tahıllar, börülce, midye, mantar, fasulye ton balığı gibi kaynaklarda bulunur. Cilt, saç, kaslar ve beyin fonksiyonlarını destekler. Eksikliğinde güçsüzlük, yorgunluk ve sindirim problemleri yaşanır.

Vitamin B2 (Riboflamin): Et, yumurta, peynir, yeşil yapraklı sebzeler ve tahıllarda yoğun miktarda bulunur. Cildi, dolaşım ve sinir sistemini destekler. Eksikliğinde yorgunluk, dermatit, iştah kaybı, anksiyete problemleri yaşanır.

Vitamin B3 (Niasin): Kümes hayvanları, süt, balık, fıstık, esmer pirinç ve mantar gibi besinlerde bulunur. Sinir ve dolaşım sistemini destekleyip bitkinliği önler. Cildi güzelleştirir. Eksikliğinde dermatit, ishal ve bunama gibi sorunlar oluşur.

Vitamin B5 (Pantetonik Asit): Ayçiçeği tohumu, buğday, avokado 

ve karaciğerde bulunur. Hemoglobin ve steroid hormon yapımında etkilidir. Eksikliğinde sinir sistemi bozuklukları görülür.

B6 Vitamini: Kırmızı et, ay çekirdeği, ceviz, ton balığı vb. besinlerde bulunur. Alyuvar yapımı, kalp sağlığı ve bilişsel süreçlerde etkilidir. Eksikliğinde depresyon, gerginlik, anemi gibi sorunlar yaşanır.

B7 vitamini( Biotin): Yeşil yapraklı sebzeler, tam tahıllı ekmek, yumurta, somon, havuç, fındık vb. besinlerde bulunur. Saç, tırnak, kemik sağlığı ve glikoz sentezi için önemlidir. MS tedavisini destekler. Eksikliğinde ciltte kuruluk, deri ve saç dökülmesi yaşanır.

Vitamin B9 (Folik Asit): Kuşkonmaz, ıspanak, bamya; portakal ve domates suyunda yoğun olarak bulunur. Düşük ve nöral tüp defektini önler. Kolon kanseri ve kalp rahatsızlığı riskini azaltır. Eksikliğinde anemi, halsizlik, kilo kaybı, dil ve ağız bölgesinde çatlaklar görülür.

B12 vitamini (Kobabalamin): Kırmızı et, somon, alabalık, yumurta ve kümes hayvanlarında bol miktarda bulunur. Vücutta üretilemez, depolanabilir. Sinir sistemini, alyuvar üretimini destekler. Yaşlanma karşıtı etkiye sahiptir. Kan basıncını dengeler. Sarı nokta riskini azaltır. Eksikliğinde denge ve görme sorunları, anemi, nefes darlığı vb. problemler yaşanır. 

Eksikliğini hissettiğiniz B vitamini,  İYİBİZE’den hemen sipariş ederek güvenle kullanabilir ve kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz. 

Vitamin destek ürünleri  ilaç değildir. Hastalıkların tedavisi amacıyla ilaç yerine kullanılmaz. Gıda takviyesi olarak normal beslenmeyi güçlü bir şekilde destekler.

B vitamini ürünleri görmek için tıklayınız.

Kemik Sağlığı için Beslenmenizde Dikkat Etmeniz Gerekenler

Kemik sağlığı için beslenmenize dikkat ederek, 35 yaş sonrası için iyi bir yatırım yapabilirsiniz. 35 yaş, kemik kayıplarının görülmeye başlandığı dönemdir. Öncesinde kemik sağlığını güçlendirmek için yapılan her şey, sağlıklı bir yetişkinlik ve yaşlılık dönemi geçirmenizi sağlayacaktır. Anne karnında başlayan kemik dokusunun oluşumu, 30’lu yaşlarda zirve yaparak kendisini tamamlar ve kemik büyümesi durur. Kemik sağlığımızın zirve yaptığı dönem, 15-30 yaş aralığıdır. 35 yaş sonrasında, kemik yoğunluğunda kayıplar meydana gelmeye başlar. Buna ek olarak kadınlardaki menopoz sürecinde kemik erimesi, genelde çocuklarda görülen kemik eğriliği ve yumuşaklığı olarak ortaya çıkan raşitizm, kemiğin kırılganlaştığı osteoporoz gibi hastalıklar, kemik kaybını arttıran etkiler yaratmaktadır. Kemik ve kemiklerin oluşturduğu iskelet yapımızın yaşam boyu bizi taşıyabilmesi, güçlü olmasına bağlıdır. Beslenmemize dikkat ederek kemik sağlığımızı koruyabiliriz.  

Kalsiyum ve Fosfor 

Vücuttaki kalsiyumun %99’u kemiklerde ve dişlerde depolanmaktadır. Anne sütünde bulunan kalsiyum, kemik ve dişlerin oluşumuna aktif olarak katıldığı için önemlidir. Özellikle ergenlik döneminin bitimine kadar alınan kalsiyum; kemiklerde depolanan kalsiyum miktarını, kemik yoğunluğunu ve kalitesini belirlemektedir. Yeterli miktarda kalsiyum bulunmadığında vücut ihtiyacı olan kalsiyumu kemiklerden temin eder. Kalsiyumun kemiklerde azalması durumunda kemikler zayıflar, kemik kayıpları artar. Kemik sağlığı için kalsiyum alımı yeterli değildir; vücutta ne kadar kalsiyum emilimi sağlandığı da önemlidir. Vücuttaki kalsiyum emilimini artırmak için ise fosfora ihtiyaç vardır. Kalsiyum ve fosfor birlikte çalışan mineraller olarak, kemik sağlığı için gerekli olan kalsiyum emilimini sağlar. Kalsiyum ve fosfor bakımından zengin olan süt ve süt ürünlerini, soya fasulyesini, cevizi, lahanayı, brokoliyi, yeşil yapraklı sebzeleri, balık, kurutulmuş meyve ve kuru baklagilleri beslenmenize ekleyerek kemiklerinizi güçlendirebilirsiniz.

Kolajen

Kemikler esnektir ve bu esnekliği sayesinde karşılaştığı darbeleri içerisinde absorbe ederek, kendisini korur. Kemiklere esneklik veren ise kolajendir. Kolajen bir protein çeşididir ve vücutta en fazla bulunan protein olarak ön plana çıkmaktadır. Kolajen kemik yapısına katılarak eklem ve kıkırdakları korur, esneklik sağlar. Vücudumuz kolajeni kendisi üretebilmektedir ancak, 20 yaş sonrasında üretim azalır. Bu nedenle; kolajen üretimini destekleyen sığır eti, tavuk eti, hindi eti, balık, yumurta, yeşil sebzeler, kereviz, zeytin, ahududu, yaban mersini, pırasa, salatalık, şeftali, mango, kayısı, limon, kavun, havuç, bal kabağı gibi besinlere menünüzde yer verebilirsiniz.

D Vitamini

Sağlıklı kemikler için D vitamini “olmazsa olmaz” diyebileceğimiz bir öneme sahiptir. Kemiğin büyümesi, sertleşmesi ve onarım aşamalarında aktif rol oynar. Vücuttaki fosfor ve kalsiyum dengesini sağlar. Vücutta D vitaminin üretilebilmesi için ultraviyole Güneş ışığına ve yağa ihtiyaç vardır. Derinin ultraviyole güneş ışığıyla teması sonrasında, ciltteki yağ ile birleşerek D vitaminini gerçekleşir. D vitaminin %90’ı vücut tarafından üretilirken, %10’u dışardan besin yoluyla alınır. Günlük 20-30 dakika boyunca Güneş ışığına maruz kalarak ihtiyacınız olan D vitaminini elde edebilirsiniz. Diğer yandan balık yağında, somon balığında, yumurta sarısında, mantarda ve zeytinyağında D vitamini bulunmaktadır. 

Probiyotik Nedir?

Probiyotik; vücutta bulunan, maya ve bakteri şeklindeki yararlı mikroorganizmalardır. Probiyotik kelime anlamı “yaşam için” demektir. Vücudun çeşitli bölgelerinde yer alan probiyotikler yoğun olarak bağırsak florasında yer almaktadır. İnsan vücudunda, beş yüzden fazla çeşitle 100 trilyonu geçen probiyotik olduğu bilinmektedir. İnsan vücudunda probiyotikler gibi birçok mikroorganizma bulunmaktadır. Bu mikroorganizmaların kendine ait bir sistemi vardır. Vücutta sistemlerinin düzenli çalışmasını sağlayan bakteri, mantar ve virüs gibi mikropların oluşturduğu mikrobiyom sistemidir. Her insanın vücut mikrobiyomu farklıdır. Bu sistem içerisinde, yararlı ve zararlı mikroplar birlikte vücudun işleyişine katılır. Probiyotiklerin yoğun olarak bulunduğu bağırsak florasında, yararlı ve zararlı bakterilerle birlikte yer alır. Probiyotiklerin vücutta azalması, zararlı bakterilerin çoğalmasına neden olur. Vücuttaki zararlı bakterilerin artışı ile hastalıklar meydana gelir. Bitkisel gıdaları az tüketmek, yaşlılığa bağlı sorunlar, sezaryen ile Dünya’ya gelmek, gıda maddelerindeki kimyasallar, aşırı stres, uyku bozuklukları, aşırı şeker tüketimi gibi sebeplerden dolayı probiyotik dengesi bozulabilir. Probiyotikler vücudun çeşitli yerlerinde yer almaktadır. Sindirim sistemi, vajina, ağız, idrar yolları, akciğer ve deri; vücutta probiyotik bulunan yerlerdir. Her birindeki etkisi farklıdır. Probiyotikler enfeksiyonlara karşı vücudu korur, vitaminlerin sentezlenmesinde görev alır, zararlı bakterilerin kana karışmasını engeller ve sindirimi destekler. Vücutta probiyotik dengesi bozulduğunda gaz, ishal, şişkinlik ve kabızlık gibi sindirim sorunları görülmeye başlar; şeker ve basit karbonhidrat isteği artar; vitamin ve minerallerden yeterince emilim sağlanamadığı için halsizlik, yorgunluk, egzama ve alerji gibi olumsuz durumlar yaşanabilir.
 

Probiyotik Ne İçin Kullanılır? 

Probiyotik içeren kefir, ayran, yoğurt ve süt gibi gıda maddeleri tüketseniz de bozulan probiyotik dengesini düzeltmeniz mümkün olmayabilir. Özellikle net olarak belirlenmiş bir sorun için planlı olarak probiyotik takviyesi tüketildiğinde daha etkili sonuçlar alınacaktır. Probiyotikler bağırsak bariyerini güçlendirerek sindirim sistemini korur. Probiyotik takviyelerinin içeriğinde farklı mikroorganizmalar vardır. Probiyotik kullanmadan önce ihtiyacınız olan mikroorganizma desteğini verip vermediğini kontrol etmelisiniz. Gıdalardan sağladığımız faydanın artabilmesi için vücudumuzdaki probiyotik dengesinin korunması gerekir. Probiyotik takviyeleri, bozulan dengeyi planlı bir şekilde düzeltebilmek için imkân sağlamaktadır.

D Vitamini Neden Önemli?

D vitamini, güçlü bir bağışıklık sistemi için gerekli olan temel ögelerden biridir. Vücutta sınırlı şekilde depolanan D vitamini, Güneş’ten alınan ultraviyole B ışınlarının vücuttaki yağlarda çözünmesiyle üretilebilmektedir. Besinlerden alınan D vitamini yetersiz kaldığından, güneş ışığıyla temas etmek insan sağlığı açısından elzemdir. Güneş ışınları deride D vitaminine dönüşerek, karaciğerdeki ve vücuttaki yağ dokularında depolanır. Bağışıklık sistemine birçok noktada destek olur.  

D Vitamini Dişleri Korur 

D vitamini vücutta kalsiyum ve fosfor emilimini sağlayarak dişleri korur. Dişlerin sağlıklı bir şekilde gelişebilmeleri ve sağlıklı kalabilmeleri için, kalsiyuma ihtiyaçları vardır. Vücudumuzdaki en sert yapı olarak diş minesi, kalsiyum fosfattan oluşmaktadır. Diş minesinin en alt tabakasını oluşturan dentin ise çürümelere neden olan bakterilere karşı, oldukça hassastır ve dişlerimizin büyük bölümünü bu tabaka oluşturur. Bu nedenle, dentin tabakasının yani diş minesinin zarar görmemesi ve sağlıklı kalabilmesi için kalsiyum hayati öneme sahiptir. Üstelik diş, kemikler gibi canlı bir yapıya sahip değildir. Kendisini iyileştiremez. Kemikler kırıldığında, sahip olduğu canlı kolajen yapı sayesinde kendini yenileyerek iyileştirebilmektedir. Dişimiz kırıldığındaysa, diş minesinin kendisini yenileme gibi bir kabiliyeti bulunmamaktadır. D vitamini eksikliği dişlerde çürümelere, periodontol hastalıklara hatta implantların başarılı bir şekilde yapılıp yapılamamasına dahi etki etmektedir. Bu nedenle, D vitamini diş sağlığının korunmasında vazgeçilmez unsurlardan biridir.

D Vitamini Kemikleri Korur Kanseri Önler

Bebeklerde kemiklerin sağlıklı gelişmesi ve yaşlılıkta kemik erimelerinin yaşanmaması için, D vitaminine ihtiyaç vardır. D vitamini, kemiklerde kalsiyumun depolanmasını sağlayarak kemik sağlığını korur. Kemiklerin sağlıklı olabilmesi tıpkı dişlerde olduğu gibi, depoladıkları kalsiyuma bağlıdır. Vücutta kalsiyumun depolanabilmesi içinse D vitaminine ihtiyaç vardır. D vitamini eksikliğinde, kemik erimesinin yanı sıra kemik ağrıları ve halsizlik gibi şikâyetler de baş gösterir.
D vitamini vücuttaki hücreler arası iletişimi artırarak hızla çoğalmalarını engellemektedir. D vitamini kan akışını hızlandırarak, kanserli hücrelerin kontrolsüzce çoğalmalarının önüne geçer. Beslenemeyen kanserli hücreler dar alanda hapis kalır. Hatta meme kanseri teşhisi konulan kadınlardan, D vitamini değerleri yüksek olanların hastalığı daha kolay atlattığı tespit edilmiştir. Uzun süre kapalı ortamlarda kalan kadınlarda, D vitamini eksikliği yaşama sıklığı daha çok görülmektedir. Gün içerisinde Güneş’le yapacağınız 15-20 dakikalık temaslar, vücuttaki D vitamini üretimini artıracaktır.

D Vitamini Eksikliği Nasıl Giderilir?

D Vitamini Eksikliği Nasıl Giderilir?

D vitamini eksikliği, vücudun ihtiyaç duyduğu D vitamini miktarının karşılanmadığı manasına gelmektedir. Vücutta üretilebilen; ancak sınırlı şekilde depolanan D vitamini vücuttaki kemik ve diş yapısına katılır. Vücudu kansere karşı korur, bağışıklık sistemini güçlendirir, sinir sisteminin çalışmasında görev alır. 

D Vitamini Eksikliği Belirtileri 

D vitamini eksikliği herkeste aynı belirtileri göstermeyebilir. Bazen belirti dahi göstermediği durumlar yaşanabilir. D vitamini eksikliği yorgunluk ve genel vücut ağrıları şeklinde ortaya çıkabilir. D vitamini eksikliği arttıkça kaslarda güç kaybı, kemik ve eklemlerde ağrı şikayetleri, zayıflayan bağışıklık sisteminin yol açtığı enfeksiyonlar, uykusuzluk, baş ağrısı, depresyon ve saç dökülmesi gibi sorunlar ortaya çıkabilir. İleri düzeyde yaşanan D vitamini eksikliklerinde ise; kemik erimesi, kas zayıflığı ve yürürken düşme eğilimi görülmektedir. Çocuklarda uzun süreli genel D vitamini eksikliğinde raşitizm adı verilen, kemiklerde zayıflama ve yumuşama hastalığı ortaya çıkar. Raşitizm hastalığına yakalanan çocuklarda büyüme geriliği, el ve bacaklarda kemik eğriliği görülür. D vitamini eksikliğini gidermek için 3 yöntem bulunmaktadır;  doğrudan belli sürelerde Güneş ışığına maruz kalmak, diyet programını düzenlemek ve D vitamini takviyesi almak.

D Vitamini Eksikliği için Güneş’e Çıkın

D vitamini eksikliği şikâyetleriniz varsa, vücudunuzun üretmesine imkân tanımak için Güneş’le temasınızı kesmeyin. Vücudun D vitamini üretebilmesi için, derinizin Güneş’le temas etmesi gerekir. Gün içerisinde en az 15-20 dakika, doğrudan Güneş ışığına maruz kalarak D vitamini üretimini başlatabilirsiniz. Gün içerisinde çok fazla kapalı alanlarda kalıyorsanız D vitamini eksikliği yaşıyor olabilirsiniz.

Beslenmenizi Düzenleyin

Vücudunuzdaki D vitamini eksikliğini gidermek istiyorsanız beslenmenizi yeniden düzenleyin. Günlük beslenme listenize süt, ayran, kefir, yoğurt, mantar, maydanoz, tereyağı, ton balığı, ısırgan otu, karaciğer, istiridye, yulaf, yumurta sarısı, somon, balık yağı ve tatlı patates ekleyerek D vitaminini gıdalardan temin edebilirsiniz. 

D Vitamini Takviyesi Alın

D vitamini eksikliği yaşayanlar için seçeneklerden biri de D vitamini takviyesi almaktır. Gün içerisinde uzun sürelerde Güneş ışığına maruz kalmak cilt kanseri riskine yol açabilmektedir. Diğer yandan, gıda maddelerinde verimi artırmak için kullanılan hormonlar ve yanlış ilaçlamalar nedeniyle gıdaların besin değeri düşük durumda. Vücudumuz için gerekli olan D vitamininin tamamının gıdalardan karşılanması, pek mümkün olmamaktadır. D vitamini eksikliğini gidermek için takviye edici gıdalardan yararlanılabilir. 

WhatsApp Sipariş Hattı
Add to cart